Sağlık Politikaları Başkanlığı

AİLE HEKİMLİĞİ GÜÇLÜ OLMAZSA SAĞLIK SİSTEMİ VERİMLİ OLABİLİR Mİ? AİLE HEKİMLİĞİ GÜÇLÜ OLMAZSA SAĞLIK SİSTEMİ VERİMLİ OLABİLİR Mİ?

08 Oca 2023
SAĞLIK POLİTİKALARI BAŞKANIMIZ AYSUN HATİPOĞLU AÇIKLADI: "AİLE HEKİMLİĞİ GÜÇLÜ OLMAZSA SAĞLIK SİSTEMİ VERİMLİ OLABİLİR Mİ?"

Geçtiğimiz hafta farklı illerde görev yapan birçok aile hekiminin Sağlık Bakanlığı ile yaptığı hizmet sözleşmesinin 2023 itibariyle yenilenmediğini öğrendik. Hekimler ise bunu onur kırıcı bir şekilde reçete yazdıkları hastaların ilaçlarını almak üzere eczaneye gittiklerinde MEDULA sisteminin onay vermemesi üzerine öğrendiler.

Aile Hekimliği sisteminin yasal altyapısı 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu ve bağlı iki farklı yönetmelik ile oluşturulmuştur. Bu iki yönetmelikten Sözleşme ve Ödeme yönetmeliğinde zaman içerisinde bazı değişiklikler yapılmış, son değişiklik de 30 Haziran 2021 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Değişen yönetmelikle birlikte il sağlık müdürlüklerine soruşturma açma, ceza verme ve yıl sonunda beş kez ya da 150 puanın üzerinde cezası olan hekimler için komisyon kurup sözleşme yenilememe yetkisi verilmiştir.

Kamuoyunda “Ceza Yönetmeliği” diye anılan bu idari düzenlemenin içerdiği anti-demokratik maddelere, ilgili sivil toplum kuruluşlarla birlikte tepki göstermiş; yönetmeliğin uygulamaya konması ile yaşanabilecek sorunları defaatle dile getirmiştik. Geçtiğimiz Ağustos ayında yaptığımız basın açıklamasında da, bu yönetmelik marifetiyle iş akdi feshinin kolaylaşacağını ve iş güvencesinin ortadan kalkacağını ifade etmiş; getirilen yeni cezalar ve ilave ceza puanları ile keyfi uygulamaların önünün açılabileceği riski konusunda kamuoyunu uyarmıştık. Bu durumda en büyük zararı halkımızın sağlığının göreceğini dile getirmiştik. Yeni Yönetmelikte yer alan anti-demokratik maddelere karşı yürüttükleri hukuki mücadelede başta AHEF olmak üzere, taraf olan tüm sivil toplum kuruluşlarına destek verdik.

Geçtiğimiz Ağustos ayında Anayasa Mahkemesi, hekimler aleyhine cezai hükümler içeren maddelerin yönetmelik değil, ancak kanun ile belirlenebileceğinden bahisle -dokuz ay sonra yürürlüğe girmek üzere- ilgili maddelerin iptaline karar verdi. Buna rağmen, bazı il sağlık müdürlükleri yönetmeliğin iptaline rağmen, yürürlüğe geçiş tarihini fırsat bilip illerinde bazı aile hekimlerinin sözleşmelerini yenilememe kararı aldı. Yapılan bu hukuksuzluğun iller arasında da farklı ceza uygulamalarına neden olduğunu da gözlemliyoruz.

Anayasanın temeli olan eşitlik ilkesine aykırı bu gibi keyfi ve sübjektif uygulamalara kategorik olarak karşı çıkmamız gerekiyor. Demokratik olmayan “Ceza” Yönetmeliğine itiraz için demokratik tepki hakkını kullanarak iş bırakma eylemi yaptılar diye hekimlerimizi mesleğini icra edemez duruma düşürülmesine itiraz ediyoruz.

Aile hekimleri sağlık sisteminin en önemli bileşeni olan koruyucu sağlık hizmetlerinin belkemiğidir. Ciddi akut ve kronik hastalıkları etkin tedavi edebilmek için, yani ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinde kaliteyi arttırmak için öncelikle halkın genel sağlığını korumak gerekiyor. Bir başka ifade ile ne kadar çok insan sağlıklı kalırsa, hasta olanların tedavisi için ayrılan kaynaklar o kadar artacaktır. Sağlıkta kaynak kullanımının aritmatiği aslında bu kadar basit.

Son yıllarda devletin sağlık bütçesinin sadece dörtte birinin koruyucu sağlık hizmetlerine ayrıldığını görüyoruz. Bu oranı mutlaka arttırmak gerekiyor. Ve tabii en önemlisi insan kaynağı. Zorlu tıp eğitimini tamamlayıp aile hekimi olmayı seçmiş olan hekimlerin mesleki gelişimi ve tatmini için yatırım yapmalıyız. Oysa bugün ülkemizdeki yaklaşık 25 bin aile hekimi enerjilerinin önemli bölümünü aile sağlık merkezi veya birimini ayakta tutmak için harcıyor. Koruyucu hekimlik ve temel tanı/tedavi için hastayı dinleyecekleri, muayene yapacakları, literatür tarayacakları, konsültasyon yapacakları zamanı bürokratik ve idari işlemlerle boğuşarak geçiriyorlar. Örneğin aile hekimleri neden sürücü ehliyeti alma prosedürünün parçası olsun ki? Neden çılgınca artan işyeri kirasıyla, elektrik, doğal gaz faturalarıyla mücadele etsin ki?

Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği gibi son derece anti-demokratik idari düzenlemeler “giderlerse gitsinler” zihniyetinin bir başka tezahürüdür. Hekimler ve aile sağlığı merkezlerindeki sağlık çalışanları mesleklerinden bu gibi uygulamalarla soğutulursa, korkarım ki onları da yavaş yavaş batı ülkelerinin sağlık sistemlerine hediye edeceğiz. Seçim sonrası Türkiye’deki pek çok yapının yeniden inşası sürecinde, çökme noktasındaki sağlık sistemini yeniden ayağa kaldırmak için hemen yapılması gereken işlerden biri de bu idari mevzuatı, hem halkımızın sağlığını koruyacak hem de aile hekimi ve destek personelinin gelir, özlük ve sosyal haklarını güçlendirecek şekilde yeniden düzenlemek olacak. Çünkü nihayetinde aile hekimliğini halk sağlığının temeli haline getirmediğimiz takdirde sağlık sistemini verimli şekilde çalıştırmak mümkün olamaz.

  • İLGİLİ ETİKET:
  • #AILE HEKIMLIĞI
  • #CEZA YÖNETMELIĞI

SONRAKİ HABER

HATİPOĞLU’NDAN 14 MART TIP BAYRAMI MESAJI “‘Giderlerse gitsinler’ zihniyeti değişmeli”

Sık Sorulan Sorulara Cevaplar

08 Oca 2023